Anayasa - Madde 25

Anayasa - Madde 25

27 Şubat 2014 Perşembe

Büyükşehir tarihi : 6360


Yrd.Doç.Dr.Mithat Arman Karasu'nun Gazi Üniversitesi İİBF Dergisinde yayımlanan yazısındandır.

Lütfen her türlü paylaşımınız için blogu kullanın.

Aşağıdaki yayının tamamına şu adresten ulaşılabilir :
http://iibfdergisi.gazi.edu.tr/index.php/iibfdergisi/article/viewFile/531/500

6360 SAYILI BÜYÜKŞEHĠR BELEDİYE KANUNU VE OLASI ETKİLERİ
-ŞANLIURFA ÖRNEĞİ-
...
6360 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu Türk Kamu Yönetimi'nde önemli değişiklikler yapmaktadır.

Öncelikle büyükşehir belediyelerinin bulunduğu kentlerde il özel idareleri ve köylerin tüzel kişiliği kaldırılmaktadır.

Belediye sınırları ile kentin mülki idare sınırları aynı olmaktadır.
Böylelikle, büyükşehirler bütünşehirlere dönüştürülmektedir.

Merkezi idarenin temsilcisi olan valinin denetleyici rolü tartışmalı hale gelmektedir.
...
GİRİŞ
1960'lı yıllarda iç göçle başlayan Türkiye'deki kentleşme süreci, günümüzde büyük ölçüde tamamlanmış bulunmaktadır. 1960 yılında % 32 olan toplam nüfus içindeki kentli nüfusun oranı, 1980 yılında %44'e, 2010 yılında % 77'e ulaşmıştır. Kentsel nüfus artışının çoğu büyük kentlerde gerçekleşmiştir. 

Türkiye'de küçük ve orta ölçekli kentlerde nüfus artışı sınırlı iken, büyük kentlerin nüfusu katlanarak artmıştır. 1970 yılında nüfusu 3 milyon olan İstanbul'un günümüzdeki nüfusu 12 milyona ulaşmıştır. Benzer biçimde, 1970 yılında Ankara 2 milyon, İzmir 1,4 milyon nüfusa sahip iken, 2012 yılında Ankara 5 milyona, İzmir ise 4 milyona yaklaşmıştır (tuik.gov.tr., 04.04.2013). 

Bu nüfus artışlarını iç göçle açıklamak mümkündür. 
Gerek sahip oldukları nüfus miktarı gerekse ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyleriyle büyük kentlerin Türkiye'de kentsel yaşamın merkezinde yer aldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu durum büyük 
kentlere yönelik özel yönetim biçimlerini zorunlu kılmaktadır. 1982 Anayasası’nın 127. maddesinde yer alan; “büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirilebilir” şeklindeki hüküm,büyük kentlerde farklı 
yönetim biçimlerinin kurulması için gereken hukuki zemini sağlamıştır. 

1984 yılında çıkarılan 195 sayılı KHK büyükşehir belediyeleri konusunda Cumhuriyet tarihindeki ilk hukuki düzenlemedir.Bu KHK ile İstanbul, Ankara ve İzmir'de büyükşehir belediyeleri kurulmuştur. 195 sayılı 
KHK daha sonra çıkarılan 3030 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ile değiştirilmiştir (Çınar, Çiner ve Zengin, 2009: 38-40).

Adana 1986’da, Bursa, Gaziantep ve Konya 1987’de, Kayseri ise 1988’de büyükşehir belediyesi olmuştur. Böylece büyükşehir belediyesi sayısı 8’e çıkmıştır. 1993 tarih ve 504 sayılı KHK ile Mersin, Eskişehir, Diyarbakır, Antalya, Samsun, İzmit ve Erzurum büyükşehir haline gelmiştir. Bu kentlere 2000 yılında çıkarılan 593 sayılı KHK ile Adapazarı katılmıştır. 

6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla yapılan değişiklikle, mevcut 16 büyükşehir belediyesine 13 kent daha eklenmiştir (R.G. 06.12.2012, No: 28489).Son olarak 6360 sayılı Kanunda, 6447 sayılı Kanunla yapılan bir değişiklikle Ordu kenti de büyükşehir haline getirilmiştir (R.G. 22.03.2013, No: 28595). 

Böylece büyükşehir belediyesi statüsüne sahip belediye sayısı 30'a ulaşmış, toplam ülke nüfusunun % 77'si büyükşehirlerde yaşar hale gelmiştir. 

6360 sayılı Kanunla il özel idarelerinin % 37'si, belediyelerin % 55'ü, köylerin % 49'ü kaldırılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, 6360 sayılı Kanun ülkemizin yerel yönetim sistemi bakımından önemli bir değişim anlamına gelmektedir. 
 
6360 sayılı Kanun'un ele alınacağı çalışmada öncelikle Kanun'un neden olduğu değişikliklere kısaca yer verilecektir. İkinci bölümde, 6360 sayılı Kanunla büyükşehir belediyesi haline gelen Şanlıurfa kentinde bu Kanun'un neden olacağı olası değişiklikler idari ve mali, sosyal ve kültürel, siyasi olarak başlık halinde incelenecektir. Çalışmanın amacı 6360 sayılı Kanun'un neden olacağı olası idari, sosyal, kültürel ve siyasi değişiklikleri Şanlıurfa özelinde incelemektir. Bu sayede hem Kanun'un ilk yerel seçimlerle uygulamaya 
konmasıyla ortaya çıkabilecek olası sonuçları hakkında fikir yürütülebilecek hem de Şanlıurfa'nın büyükşehir olmasının kamuoyunda yarattığı etkileri inceleme imkanı doğacaktır. 

Bu çalışmada, 6360 sayılı Kanun esas alınmıştır. 6360 sayılı Kanunda değişiklik yapan, 6447 sayılı Kanun bu çalışmanın kapsamı dışındadır. Çalışmada bütünlüğün bozulmaması ve 6447 sayılı Kanun'un, Ordu kentini büyükşehir yapmak dışında,6360 sayılı Kanunda esaslı bir değişiklik yapmamış olması bu durumun gerekçesini oluşturmaktadır. 
...
Sayın Karasu'ya teşekkür ve saygılarımızla. 

Köylere hizmet : 6360


Prof.Dr. Birgül Ayman Güler'in İçişleri Komisyonu'ndaki konuşmasına ilişkin Ege'de Son Söz gazete haberindendir.

Lütfen her türlü paylaşımınız için blogu kullanın.


08 Şubat 2014 Cumartesi 12:06
Ege'de Son Söz

...

İZMİR - 30 Mart yerel seçimleriyle birlikte yürürlüğe girecek olan Büyükşehir Yasası’nın aksaklıklarını gidermek için İçişleri Komisyonu’nda, Torba Kanun Tasarısı görüşmelerinde konuşan İzmir Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Birgül Ayman Güler çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin geleceğe ilişkin en büyük belası Büyükşehir Kanunu olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Güler, “Bütünşehir Kanunu bir garabettir” dedi.

Bütünşehir Kanunu hazırlanırken halka hiçbir şey açıklanmadığını, hiç kimseye bir şey sorulmadığını belirten Güler, “Bu değişiklikle 16 bin 500 köy tüzel kişiliğini yok ettik. Türkiye’de zaten 34 bin 600 köy var. Yani, köylerin yüzde 54’ünü bir akşam, püf, kapattık, götürdük. Buna köy muhtarları fazla ses çıkarmasın diye muhtemelen, ödenekleri ve emeklilik hakları bakımından Temmuz ayında yapılan bir yasa değişikliğiyle durumları iyileştirilerek taraftar kılındılar. 1500 belde belediyesini kapattık, ne beldelere ne köylere sorduk” dedi.

 “KÖYLERE HİZMETİ ŞİMDİ NASIL GÖTÜRECEĞİZ?”
Yasa ile birlikte 30 ilde il özel idarelerinin de kaldırıldığını söyleyen Güler, köylere hizmeti şimdi kim götürecek dedi. Güler konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yasa ile birlikte il özel idareleri kaldırıldı. İl özel idareleri görünmeyen devdir bizim idare sistemimizde. Şimdi ‘Organize sanayi bölgelerinde il özel idaresinin bazı işleri var, onu ne yapacağız?’ durumuna düştük. Köylere Hizmet Götürme Birliği, köy kalmamışsa kendisi kalmaz. Köylere hizmeti şimdi nasıl götüreceğiz? İl özel idaresi köylere hizmet götürürdü. E, onu da kaldırdık. O zaman, Köylere Hizmet Götürme Birliği yok, il özel idaresinin köylere hizmet götürmesi diye bir şey de yok, köyün kendisi de yok ama fiziken var, biz bunlara hizmeti nasıl götüreceğiz? Şimdi, buna birtakım yollar arama derdine düştük ve o zaman yine tartıştığımız, boşluğu dolduran Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığını burada sanki bir kamu idaresiymiş gibi anarak kullanmaya çalışıyoruz. Bunu yapamayız.”

TÜRKİYE’Yİ YÖNETMEK MÜMKÜN OLMAZ!
Birgül Ayman Güler 6360 sayılı Büyükşehir Kanunu ile Türkiye’nin 51 ilinde başka 30 ilinde uygulanacak farklı yönetim yapısının yönetim bilimine ve Türk yönetim geleneğine aykırı olduğunu belirtti.  Büyükşehir Kanunu ile ortaya çıkacak sorunların çözümünde hukuki karmaşanın kaçınılmaz olacağının da altını çizen Güler, “Mahkemeler bu konularda çıkacak olan meselelere ilişkin, Türkiye’nin 51 ilinde yerel yönetim tüzel kişiliğine göre, bir otuz illik kısmında genel idare, devlet tüzel kişiliği hukukuyla karar veremez” dedi.

...
Sayın Güler'e teşekkür ve saygılarımızla.

Güncel ama değil : 6360

Prof.Dr.Ahmet İnsel'in 25 Şubat 2014 tarihli Radikal gazetesindeki köşe yazısıdır.

Lütfen her türlü paylaşımınız için blogu kullanın.

Sn.İnsel'e teşekkür ve saygılarımızla.